12 Temmuz 2009 Pazar

Barfly (1987)






Bukowski, kitaplarındaki samimi ve akıcı üslubunu senaryoya da yansıtmayı başarmış. Yine en iyi bildiği kişiyi, kendini, alter egosu olan Henry Chinaski vasıtasıyla anlatıyor. Diyaloglardaki sadelik zaman zaman yerini -yine kitaplarında olduğu gibi- çok hoş karakter tahlillerine, betimlemelere, saptamalara bırakıyor. Henry’nin Wanda’yı barda görüp yanına seğirtirken koşut kaydırmayla onu takip eden kamera, barda oturanlardan birinin önünde duruyor. Hoş bir sürpriz! Bukowski barda oturmuş, içkisini yudumlarken kendi yarattığı karakterlerin devinimine tanıklık ediyor. Sonraları yazdığı mektuplarında “Mickey Rourke ve Faye Dunaway yerine başka oyuncular oynasa daha iyi olurdu.” dediğini okumuştum. Hatta Mickey Rourke’un yerine arkadaşı Sean Penn’in daha iyi olacağını söylüyor ve Penn’in iyi içtiğini ekliyordu. Bence Rourke da rolün altından kalkıyor. Duruşu, yürüyüşü, bakışları tam Chinaski’ye göre. Faye Dunaway ise her zamanki gibi güzel ve başarılı. Bir de Bukowski kavga sahnelerinin de abartıldığını söylüyordu. Bence haklı.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.