20 Nisan 2011 Çarşamba

Yaşamın Kıyısında (2007)


Her ne kadar Fatih Akın’ın diğer filmlerinden izler taşısa da burada hikâye hayli ‘ağır’. Konu, oyunculuklar (kadro hayli zengin; birkaç sahnede amatör oyuncular var, onun dışında çoğu bildiğim, sevdiğim, iyi oyuncular) ve çekimler güzel ve etkileyici.

Fatih Akın, film sinemalarda oynamaya başladıktan sonra yapılan bir röportajda bu filmde farklı bir kurgu yönetmeniyle çalıştığını, çok şey öğrendiğini ve kurgunun bir filmi ne kadar etkileyebileceğini gördüğünde şaşırdığını söylemişti. Filmi izleyip de söylediklerine hak vermemek elde değil. Birbiriyle ilintili insanların birbirlerine teğet geçtikleri sahneler öyküye ve filme öyle güzel aktarılmış ki insan takdir ve tebrik etmekten kendini alamıyor. Hem tekniğin başarısı, hem işlenen konu, hem de işlenen konunun yoğunluğu ortaya olgun bir eser çıkmasını sağlamış.

Bana biraz yapay gelense Charlotte’un Ayten için yaptıkları oldu. Ama filmin akışında onu görmezden gelemeyecek kadar da rahatsız olduğumu söyleyemem. Almanya ile Türkiye arasında mekik dokurken kültür ve insan davranışları arasındaki farklılıklar da alttan alta verilmiş. Ayrıca Ayten’i Almanya’da karşılayan yoldaşlarının durumuyla, onu kalması için götürdükleri yerdeki yoldaşlarının durumu arasındaki fark o kadar çok şey anlatıyor ki Fatih Akın ana konuyla dolaylı bağlantısı olan bu ve bunun gibi detayları vererek hem tek taraflılıktan hem de yüzeysellikten kurtulmuş. Üstelik samimi ve inanmış insanlarla rant peşindeki insanların kullanma-kullanılma durumuna da değinmiş böylece.